Devletin zirvesi hedef gösterdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, attığı tweetlerin ardından Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından kendisinin hedef gösterildiğini açıkladı

Tanrıkulu, "Başbakanın ve cumhurbaşkanının bu tehditlerinden yılmam, doğruları söylemeye devam ederim. Ama şunu da bilsinler; bu tehditler nedeniyle bana ve yakınlarımın tırnağına zarar gelirse, bunun hesabı kendilerinden sorulur" dedi.

Tanrıkulu, polisin yetkilerinin artırılmasına yönelik yeni düzenlemeler yapılmak istenmesine ise, "Polisin hangi yetkisi yetmiyor, hangi yetkisi az? Hukuk devleti ilkelerinden giderek uzaklaştığımız bir ortamdayız. Hukuk devletinden güvenlik devletine ve giderek de polis devletine giden yolda hızla ilerliyoruz" diye konuştu.  

HEDEF GÖSTERİLDİM

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Tanrıkulu, Erzincan-Sivas karayolunda meydana gelen trafik kazasında ölen polisler ile askeri helikopterin düşmesi nedeniyle hayatını kaybeden askerlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi.

Irak Şam İslam Devleti'nin Suriye'nin Kürt kenti Kobani'ye saldırısını protesto gösterileri sürecinde, sosyal medyada paylaştığı mesajları sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıkça hedef gösterildiğini dile getiren Tanrıkulu, olaylar nedeniyle ortaya çıkan ağır bilançonun sorumlusunun hükümet olduğunu, muhalefeti hedef göstererek bu sorumluluktan kaçamayacağını ifade etti.

MESAJLAR ŞİDDET ÇAĞRISI YAPMIYOR

Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da paylaştığı mesajları okuyan Tanrıkulu, mesajlarının sokak eylemleri ve şiddet çağrısı niteliği taşımadığını, aksine dayanışmaya ve vicdana vurgu yaptığını belirtti. "Cumhurbaşkanı Rize'de açıkça beni hedef gösterdi. Onun hedef göstermesinden sonra birçok yerden tehdit almaya başladım. Onun yandaş kalemleri yazmaya başladılar. Tehdit edilmeye devam ediyorum" diyen Tanrıkulu, kamuoyunun kendisi üzerinden yönlendirilmeye çalışıldığını iddia etti.

 

 

SİYASETTE KAN DAVASI OLMAZ

 

 

Siyasetçi kimliğinden önce avukat ve insan hakları savunucusu olduğunu, Türkiye'nin en zorlu dönemlerinde hiçbir tehditten çekinmeden insan haklarını ve demokrasiyi savunduğunu anlatan Tanrıkulu, şöyle dedi:

"Siyasette rekabet, eleştiri olur ama husumet, kan davası olmaz. Bu nedenle altını çizerek söylüyorum; başbakanın ve cumhurbaşkanının bu tehditlerinden yılmam, doğruları söylemeye devam ederim. Ama şunu da bilsinler; bu tehditler nedeniyle bana ve yakınlarımın tırnağına zarar gelirse bunun hesabı kendilerinden sorulur.

 

TEHDİTLERDEN VAZGEÇİN

 

Bunu da bilsinler. Biz ucuz tehditlere pabuç bırakacak değiliz. Ben Davutoğlu'na bir kez daha sesleniyorum; bunları okusun, ucuz tehditlerden vazgeçsin, insan olsun. Başbakan olmak başka bir şeydir, insan olmak başka bir şeydir" diye konuştu.

 

ALGI OPERASYONU

 

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Tanrıkulu, bir soru üzerine hedef gösterilmesinin ardından ağır tehditler aldığını, sosyal paylaşım sitesindeki hesaplarının da bazı kesimlerce ele geçirildiğini söyledi. Algı operasyonu ile kitlelerin hareket ettirilmeye çalışıldığını belirten Tanrıkulu, bu yaklaşımın tüm ülke için ağır sonuçlar doğuracağına dikkat çekti.

 

Olaylarla bağlantılı olarak vatan hainliği polemiğinin geliştiğinin hatırlatılması üzerine ise Tanrıkulu, "Hainlik, alçakların sığınacağı en son sığınaktır" diye konuştu.

 

YENİ HSYK

 

HSYK üyeliklerine ilişkin seçimle ilgili bir soruyu da Tanrıkulu, Yargıçların siyasi düşüncelerinin olabileceğini ancak bu düşünce ve kimliğin yargıçlığın önüne geçmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti. Seçim sonucu ne olursa olsun, ortaya çıkan manzaranın Türkiye'de yargının siyasallaştığını ve kutuplaştığını gösterdiğini anlatan Tanrıkulu, "Hükümetin paraleli olan bu yargıdan hiç kimse adalet beklemesin. Beni bu yargıçlara emanet etmeyin. Hiçbir vatandaşımıza da tavsiye etmem." dedi.

 

POLİSE YENİ YETKİ

Kobani protestolarının ardından polisin yetkilerinin artırılmasına yönelik yeni düzenlemelerin gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine Tanrıkulu, "Polisin hangi yetkisi yetmiyor, hangi yetkisi az? Hukuk devleti ilkelerinden giderek uzaklaştığımız bir ortamdayız. Hukuk devletinden güvenlik devletini ve giderek de polis devletine giden yolda hızla ilerliyoruz. Umarım böyle bir paket getirmezler" değerlendirmesinde bulundu.

CİHAN
14.10.2014 00:07:18