Bir Çocuk Yetişsin,Toplum Güzelleşsin, Türkiye Değişsin!
Anne babalık bir coşkudur, bir çok anne baba çocuk sahibi olmaya karar verme noktasında konuşabilirken, işin özünün huzurlu bir toplum için sağlıklı bireyler yetiştirebilmek olduğunu yadsırlar. Çocuk doğar ve anne babalar ; çevresine, kültürüne göre 2 yaş, 5 yaş, 7 yaş 15 yaş? Şeklinde yetiştirme yaşı belirlerler. Toplumumuz anne baba olmayı teşvik ederken anne babalar bu işin eğitim kısmını çoğu zaman ihmal ederek geleneksel yöntemlerle çocuk büyütme yoluna giderler. Üzülerek burada "yetiştirirler" kelimesi kullanamıyorum ki geleneksel yöntemlerin ilke edinildiği kültürlerde çocuk yetiştirmeden söz edilemez. Anne babaların çocuk sahibi olmaya hazır olmadan "oldu desinler" diye olunan anne babalığı tercih ettikleri yapılan araştırmalar fazlaca göstermektedir. Anne babalık kendiliğinden gelmez, hazırlık ister, sorumluluk gerektirir. Bilgi beceri ile beraberinde fedakârlık ister. Anne babalık Gerekirse (ki bana göre gerekli) belgeyle olunabilen, öğrenilerek yapılabilecek bir meslek, bir sanattır. Sağlıklı anne baba olabilmenin yolu ise mutlu bir evlilikten geçer. Özellikle evliliğin ilk üç-beş yılı aynı yastığa baş koymuş huzurlu bir ömür temenni eden çiftler açısından çok önemlidir. Çiftler açısından yuvaya yeni bir yavrunun "hoş" gelmesi sürpriz kadar tatlı olsa da, anne babaların hoş gelene hazır olmaları gerektiğini de sürekli dile getirmekteyiz. Önemine binaen anne babaların çocuklarını nasıl yetiştireceği konusunda bilgilenmeleri şarttır.
Çocuk gelişimi ve eğitimi bir bilimdir. İnsanın kişiliği zihinsel duygusal ve fiziksel gelişimi, hamilelik dönemi ve ilk 6 yılda çok hızlı gelişir. İnsan hayatının altın yıllarıdır diyebiliriz. Bu dönemde çocuğun fiziksel bakımı yanında psikolojik ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılayarak sağlıklı bir Birey olarak topluma kazandırmak ilk etapta anne babanın görevidir. Karşımızdaki çocuğun 10-20 yıl sonra ne olacağını bilemeyiz. Fakat hangi ihmalin kurbanı olacağını da çok pişman olmamak için bilmeliyiz ve bugün dünyayı yönetenler, dünün çocuklarıydı. Yarınları düzeltecek olan da bugünün çocukları, çocuklarımızdır. Aslında bizler de anne baba olarak arif Nihat Asyalı'nın belirttiği gibi "fatihler fatımalar yetiştirecek kumaştayız." kemal ural da buna binaen " Dünya yangını ancak çocukla söndürülebilir, ama önce çocuğu kurtarmak lazım" sözüyle çocuk eğitiminin önemine dikkat çekmiş ve çocuğun görmezden gelinemeyecek varlık olduğunu vurgulamaktadır. Bu da ebeveyn olarak çocuk yetiştirme konusunda bilinçlenerek işbirliği içerisinde hareket etmemizi gerektirmektedir.
Hidrojen ve oksijenin birleşerek "su"yu meydana getirdiği gibi ne yanıcı ne yakıcı olalım, can olalım can verelim. Anne yada baba münferit olarak yansa da evladım diye diğeri yakıp yıkıp geçiriyorsa ortalığı ne huzur kalır ne de disiplin. Anne baba olarak el ele verelim yetiştirelim ki çocuğumuzu geleceğin Türkiye'sini değiştirsin ve hedefimiz şu olsun:
"Bir çocuk yetişsin,toplum güzelleşsin, Türkiye değişsin. " Sevgiyle kalın.
Zekeriya GUTER
Eğitimci Yazar-Pedagog- Aile Danışmanı