EY SEVGİLİM YALNIZLIK

   EY SEVGİLİM YALNIZLIK

Sevilen yazar Ümmiye Yılmaz Erçevik ile bugünlerde tüm Türkiye'de raflarda yerini almaya başlayan yeni kitabı Ey Sevgilim Yalnızlık hakkında sürükleyici, içten ve sıcacık bir röportaj gerçekleştirdik.Kendisi aynı zamanda www.avrupahaber.net Avrupa Haber sitemizinde köşe yazarıdır.Okuyucularımız da kendisini bu nedenle yakından tanırlar.


Yeni kitabınız ve yazımı hayatı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ortak yazılan proje kitapları haricinde bana ait yazdığım bu üçüncü kitap oluyor. Üç sayısını da ezelden ebede hep sevmişimdir. Çiçeği burnunda olan ve raflarda yerini yavaş yavaş almaya başlayan yeni kitabımız Ey Sevgilim Yalnızlık ile okurlara yeşil bir kapı açtık. Umutsuzluğun yok olduğu bu kapının ardında aslında mutluluğun var olduğu ve buna ulaşmanın çok kolay olduğunu okurlarımıza anlatmaya çalıştık. Yeşil zaten güvenin rengidir. Kitabın tanıtım yazısından da anlaşılacağı gibi sadece aşkı anlatmadık. Aşkı zaten birçok yazar arkadaşımız kendilerine göre yazıyorlar. Toplumumuz ayrılık kelimesinden korkan aşka aç olan belki de bilinmeyene özenen insanlardan oluşuyor. Ben istedim ki güven veren, huzur veren kelimelerle donatılmış her bölümde insan hayatına dair yön gösterici denemelerden oluşan bir kitap olsun. Sıkılmadan insanlar okusunlar. Bizde o yönde bir kitap hazırladık. Umut, Sevgi,Güven temaları ağırlıklı olarak işlendi.

Kitabı yazarken neyi hedeflediniz?

"Yalnızlığı bol olanın ihanet edeni az olur" sloganıyla yıllardır nefret edilen yalnızlığa bardağın dolu tarafından baktırmayı hedefledik. Toplumlar zaman geçtikçe yalnızlaşıyorlar. Birçok insan tek başına hayvanları ile yaşamı tercih ediyor. Tabi bunun temelinde güvensizlik var. İnsanlar birbirlerine menfaatleri için yaklaşır oldular. Birçok insan birbirine tebessüm etmeye üşenir hale geldi. Sevgisiz nesiller yetiştiriyoruz. Yalnız olmadığımızla hem bizi yaratanın varlığını okurlara hatırlatıyoruz. Hem de aslında hayatımıza alacağımız dozunda insanlarla kalabalıklar içinde kaybolmama şansını yakaladığımızı fark ettiriyoruz.

Sizce yalnızlığın temelinde ne var?

Ben günümüz yalnızlığının kaynağının teknoloji olduğunu düşünüyorum. Hatta şöyle dersek daha doğru olacaktır. Doğru kullanılamayan teknoloji ve teknoloji ürünleri demeliyiz. Etrafınıza bakın insanlar artık birbirleriyle sohbet etmeyi unuttular. Herkesin elinde akıllı telefonlar var. Sanal dostluklar ediniyoruz. En ufak bir şeye kızıp kolayca silebiliyoruz. Biz aslında insanları yani birbirimizi de tüketmeye başladık. Zamanla da yalnızlaşıyoruz Sevgisizleşiyoruz. Aşksız sevgisiz birbirini sevmeyen insan öbeklerini oluşturmaya başlıyoruz.

Aşk ya da sevgi demişken siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Bir yazar olarak aşka doğru bir tanımlama yaparsak siz nasıl tamamlarsınız?

Her şey gibi ben aşkın olgunlaşmadan yaşandığı zaman insana ağrı verdiğini ve ağızda acı bir tat bıraktığını düşünenlerdenim. Olgunlaşması için peki neler gerekiyor. İçinde güven olması, fedakârlık olması, vefanın olması, paylaşmanın olması, sabrın olması, samimiyetin olması gerektiğine inanıyorum. Günümüzde maalesef aşk çok oldubittiye getirilerek yaşanıyor. Kadınlarımız Züleyha'ya özeniyorlar. Hiçbirinin Hatice olmaya niyeti yok. Erkeklerimizde ise ne Hz. Yusuf'un ahlakını ne Hz. Muhammedin güvenilirliğini Ne de Hz.Eyub'un sabrını artık maalesef göremiyoruz. Bence insanlar aşkı önce doğru anlamalılar.

Kitap okurlarından gelen tepkiler ne yönde?

Kitabımızı okuyan okurlar kitabın sayfaları azaldıkça üzüldük hatta hiç bitmesin istedik diyorlar. Tekrardan okudum diyenler var. Daha şimdiden resimlerini çekip gönderenler oluyor. Bazı kitap çok iyide yazılsa okura ağır gelebiliyor. Sanırım bu kitap zorla kendini okutan cinsden?

Siz yazar olarak hangi yazarları ve ne tür kitapları okuyorsunuz?

Ben bir Kafka hayranıyım. Milenaya yazdığı mektupları, dönüşüm isimli kitabını ve diğer tüm eserlerini okudum. Nazım Hikmeti okumayı seviyorum. Oğuz Atay'ın tutunamayanlarını canım sıkıldıkça mesela baştan okurum. Benim için okunmuş kitap yoktur. Tekrar tekrar okunulası kitap vardır. Elif Şafakın tüm eserleri bende mevcut. Onu severek okuyorum. Halim Bahadırın eserlerini seviyorum. Aslında ben biraz orantısız okuyanlardanım sanırım. Şimdi sayamadığım birçok yazarın kitabını alıp okuyorum. Kitapçıda çok zaman geçiriyorum. Kitapların kapaklarını incelerim. Mizanpajlarına bakarım. Renkleri önsöz ve arka kapak yazısı derken uzun bir süre orda kaldığımı ve bazen kitapçının yüzüme çaktırmadan baktığını hissediyorum.

Kendi kitaplarınızla karşılaştığınızda ne yapıyorsunuz?

Gözlerim parlıyor. Hemen o yöne doğru ilerliyorum. Bakıyorum insanlar ellerinde ne tepki veriyorlar. Hatta bir markette Aşk melekler ve kelebekler isimli kitabımı almaya çalışan bir çift benimde elimde aynı kitabı görünce sordular. Nasıl sizce güzel midir? Yazarı biliyor musunuz? Gülümseyerek yazarı iyi biridir herhalde ama kitap on numara demişliğim olmuştur ? J

Bu röportaj için size teşekkür ediyoruz. Siz okurlara neler iletmek istersiniz?

Ben teşekkür ediyorum. Orantısız okuyun. Orantısız sevin ve Orantısız barış diliyorum.Sevgiyle Kalın?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.