Pirus Zaferi ve Başkan.



‘’Benim koltuğum o, benim! Bizim kıymetlimiss o, canımısss, kimseye vermeyisss, memleket yanmış kaç yazar. Üstelik size ne! Hepsi benim değil mi zaten?’’

Tarih, ders almak için vardır. Hımmm, vah vah vah, töh töh töh demek için değil. Gelin, Kral Pirus ‘den bahsedelim bugün.

M.Ö 2-3. yüzyıllarda yaşamış bir kral, Epirus kralı Pirus. Öyle aç gözlü öyle bencildir ki, her şey onun olsun ister. Bunu herkes ister diyeceksiniz ama bu kralda durum biraz farklı. Onun değer ölçüsü yok. Yani her şey onun olsun, ne pahasına olursa olsun ama onun olsun.

Ordusuyla Roma’nın bir kalesine saldırır. Öyle çetin öyle kanlı bir savaş verir ki, tarihe geçecektir arsızlığı, kana susamışlığı, acımasızlığıyla. Hem düşmandan hem de kendi ordusundan akla hayale gelmeyecek zayiat verilir. Yanıbaşında tek tek düşen komutanlarını, danışmanlarını görür ama aldırmaz. 

Yok oluşu görüp yapılan yanlışları gösteren danışmalarını hain ilan eder ve anında infaz eder ki daha da başka konuşan, düşünen olmasın. Kendini pohpohlayan şakşaçılara, menfaat çetesine ödüller verir, onları en üst makamlara getirir. Zafer onun olmalıdır. Ne pahasına olursa olsun.

Savaş çok çetin geçer ama sonunda zafer onundur. Kral Pirus sevinç içindedir. Tek bir düşman askeri kalmamıştır karşısında. Ama arkasına dönüp baktığında kendi ordusunda da üç- beş çapulcudan başka herkesin öldüğünü görür. Ne komutanlarından, ne danışmanlarından ne de kendi yakınlarından kimse kalmamıştır hayatta. Sadece kenarda köşede fırsat kollayan ödlek birkaç çapulcu.

Fakat, dehşet içinde farkına vardığı gerçekle yüzleşir bir süre sonra. Roma ordusu için basit bir kale kaybedilmiştir ama farklı yerlerden buraya gönderilen yeni birliklerle kısa sürede geri alırlar kaleleri hem de hiç mücadele etmeden.

Direnemez çünkü, yerine koyabilecek ne komutanları, ne danışmanları kalmıştır, ne cephanesi, ne de hazinesi.

Kral Pirus ise bütün ordusunu ve her şeyini bu savaşta feda edip aç gözlülüğüyle kaybeder. Hatta sonunda kendi ülkesini dahi kaybeder ve aç gözlü liderlere ibret olsun diye tarih kitaplarındaki yerini alır. 

Bak, ibret yazdım. Bilerek, isteyerek.

Bizde havalar sıcak bu ara. Yağmurları bekliyoruz lakin. Malum yaz kurak geçti. Irgatlar merakta, daha da yağmazsa mahsul olmaz, o zaman halimiz nice olur deye.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.