ŞİİR DUYGU İŞİDİR

ŞİİR DUYGU İŞİDİR

 

"Bazıları sevmez şiir; çünkü onların yaraları yoktur, yaraladıkları vardır."

 Attilâ İlhan

 

İyi bir şair yaşanmış duyguları, yaşamak istediği duyguları, hiç yaşamadığı halde hissedebildiklerini yazabilir. Yazılan her bir hece gerçekmiş gibi hissedilebilir ve bu aynı zamanda şiirle dinleyene hissettirilebilir.

Bazı insanlar şiiri sevmezler. Onlar için saçma sapan birkaç söz öbeğinden başka değer ifade etmez. Kim bilir belki de şiir gerçekten duygu işi olduğu için duygusuzluklarını ortaya çıkarmaktan korkarlar. Şiir düpedüz duygu işidir.

Birazda şairlerin bilinmedik yaralı bir yanları da vardır. Kimi zaman kanayan kimi zamansa şiirle dem bulan bu yaralar olmasa ne hüzünlü ne de aşk yüklü bir şiir dillerde pelesenk olamazdı.

Şair, duygu ve düşüncesi geniş olan kimsedir, her şairin aşık olduğundan dolayı şiir yazdığını söylemek mümkün değildir, bir olay, bir duygu, bazen bir damla gözyaşı şaire şiiri yazdırır, olayın kendi başından geçmesi gerekmez, bir dostunu, bir arkadaşının, bir film sahnesindeki bir olay şiir yazmak için yeterlidir.

'Şair neye benzer? ' sorusu bu sorunun yanıtına götürür belki. Şair Su gibidir. İçinde bulunduğu kabın rengini ve biçimini alır. Bu yüzden şair etkilendiği varlığa şuur ile girer ve onu duyumsar. Evet. Şair şuurla geleceğe ve geçmişe giden biridir. O yüzden sıradan biri değildir.

Duygu şiirin özüdür... Ancak şair bizzatihi içinde olmadığı olaylardan kendini soyutlayamaz... Hayatın tümünü birlikte irdeler. Bu sebeple yaşamadığını da kurgular ve yazar. Bu durumda dahi his vardır.Çünkü şairin bir özelliği de hissetmektir... Sümmani'nin şiirlerindeki aşkının gerçekte olmayan bir rüya olduğunu anlatmasını bu duruma örnek verebiliriz.

Şair, algıladığı, anladığı, kavradığı, sezdiği, fark ettiği, duyumsadığı, düşündüğü, olumlu ya da olumsuz olarak etkilendiği, şüphelendiği, beğendiği, beğenmediği, keşfettiği, kabullendiği ya da direnç gösterdiği şeylere; ifade edilmeye değer bir önem yüklerse; doğal ya da yapay anlatı usullerinden herhangi biriyle yazıya aktarabilir. Kurgu şiir, hissedilmeyen şeylerin şiiri değildir. Tıpkı duyguyu ifade etmenin tek yolunun yaşanmışlıklarımızı birebir aktarmak olmadığı gibi. İnsan başına gelenler ve yaşadıklarından ibaret değilse; şiir de değildir.

 Dil, kendi başına bir inşa ise; şiir her türlü yapı malzemesinden özgürce yararlanabilir. Bazen bir fantezi, bir düş, bir masalın içinde gerçekten çok daha gerçek izi bulunur.

şiir yürek...

şiir duygu...

şiir aşktır...

Şiirin olmazsa olmazı elbette ki duygudur. Daha doğrusu duygularının yoğunlaştığı anlarda yüreğinden kopanlar dizelere sıralanır. Şiirlerin çoğunda yaşanmışlıklar ve hayat kesitleri net olarak görülebilir.

Şiir; yaşanan bir olayın ya da bir duygu yoğunluğunun şairin yüreğinden ve kaleminden şekillenip süzülerek dizelere dökülmesidir.

Ne duygudan uzak bir şiir ne de şairin kurgusuna yabancı bir şiir oluşması zordur.Etle tırnak gibi iç içedir.

Şair duygu ve düşüncelerini dile getirirken çevresinde yaşanan olaylardan da etkilenir. Kendisinin aşık olması gerekmez. Kendisinin acı çekmesine gerek yoktur. Eğer aşık olan çok yakın bir arkadaşı ise yada acı çeken yoldan geçen herhangi biri ise bunlarda ona ilham verebilir ve onu etkileyebilir.

 Şair empati duygusu gelişmiş kişidir.

Bence şiirden uzak insanlar birazda olsa duygusuz insanlardır. Dostça kalın?

                                                                ÜMMİYE YILMAZ ERÇEVİK

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.