SINIRSIZLAR

SINIRSIZLAR

" Tavrınız olsun. Tarzınız olsun. Hedefiniz olsun. Çizginiz olsun. Prensipleriniz olsun.

Farkınız olsun. Sınırlarınız olsun."

Yazarlık hayatımda en nefret ettiğim karakterleri; Birden bire sınırsızca insanlarla samimi olmaya çalışan, gelişi güzel her türlü soruyu sorma hakkını kendinde bulan tipler oluşturmaktadır.

Samimiyetsiz bulduğum bu insanların en belirgin yaklaşım biçimlerini ise; Kendilerini dünyanın merkezi, tüm konuların ise odak noktası konumuna getirmiş olmalarıdır. Çoğunluğunu orta yaş üstü bireylerin oluşturduğu bu sınırsızların sordukları önemli soruların tabanını ise kişisel sorular oluşturmaktadır. Resmiyetsiz konuşma biçimi ise tercihlerini oluşturmaktadır.

Örneğin" sen " deseniz ve "sizi" kaldırsak ?

 Evli misiniz?

Kaç yaşındasınız?

Ne işle meşgulsün?

İnsanın tanımadığı kişiyle tanışma yolları açmaya çalışması ile karşısındaki kişinin duvarlarını yıkmaya çalışması arasında bayağı fark olduğunu düşünüyorum. Bu tiplerdeki en sevimsiz durum ise onlara karşı olan duvarlarınızı sürekli yıkmaya çalışırken sizin iyi niyetinizi de suistimale açık hale getirmeleridir.

Benim hakkımda bilgisi olmayan birine neden kendimi anlatmaya çalışmalıyım sorusunu kendine sorabilen insanların baş edebildiği sınırsızların, birkaç kere konuşmayla yada basit bir selamınızla sizinle kanki oldukları imajını çevreye yaymaları ise kaçınılmaz yan etkilerinden birini oluşturmaktadır.

Diğer bir yaklaşım biçimi ise; size karşı yaptıkları gereksiz iltifat sağnağıdır. Kırmak istemediğiniz ve ters bir cevapla paylamaktan kaçındığınız için bu iltifatları duymamayı siz tercih ettikçe onlar işi daha da abartarak kulağınıza zorla sokmaya çalışırlar.

Sonuçta tüm sınırsızların ortak bir noktası vardır. O da samimiyetsiz oluşlarıdır. Bilirsiniz ki bu davranışları karşılaştıkları tüm insanlara uygulamaktadırlar. Tipik baş belası olmaktan hoşlanan bu karakterler en son noktada kendilerini zorla kovdurana kadar uğraşırlar.

Samimi olmamak. Sadece diğer insanlara karşı samimiyetsizlik içerisinde değil; en önemlisi kendilerine karşı samimiyetsiz oluşları dikkat çekmektedir. Yanında olduğumuz insana, içerisinde bulunduğumuz 'an'a ya da duruma karşı kılıf değiştirmek sorun değil artık. Her şartta bir yüzümüzü gösteriyoruz ve kendi işimizi bir şekilde hal ediyoruz. Ama şunu da unutmamak gerekir ki karşınıza çıkan her insan da aptal değil. Lütfen kimseyi saf yerine koymayınız.

Dostça kalın?

                                                                                          Ümmiye Yılmaz Erçevik

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.