SV PARTİSİ ADAYLARINI TANITTI.2 TÜRK ADAY SIRALAMADA YERİNİ ALDI.

SV PARTİSİ ADAYLARINI TANITTI.2 TÜRK ADAY SIRALAMADA YERNİ ALDI.
Norvec osloda Gülay Kutal 7.sırada Cihan Karakoç 22. sırada yerini aldı.Adaylarla röportaj yaptık.

Gülay Kutal 


Ben Gülay Kutal. İstanbul'da doğdum büyüdüm. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'ni bitirdikten sonra Oslo Üniversitesi'nde Bilgisayar üzerine master yaptım. Evliyim. Bir kızım var. Son 30 yıldır Oslo'da yaşıyorum. Bu şehirde temizlikçilik, öğretmenlik ve bilgisayar yöneticiliği yaptım. Josteien Gaarder'in "Sofi'nin Dünyası" adlı kitabı da dahil olmak üzere çeviriler yaptım. 2004 yılında "Uluslararası en iyi 10 kadın" (Top 10 ınternational Women) ödülüne layık görüldüm. Su an, işte geri kalan zamanda politikayla uğraşmanın yani sıra, Norvec'in Güney-Doğu bölgesindeki hastanelerin İT sistemlerinden sorumlu olan Sykehuspartner adlı şirkette yönetici olarak çalışıyorum.

Son 13 yıldır Norveç'teki partiler arasında bence en gerçekçi sol alternatifi teşkil eden Sosyalist Sol (SV) partisinin üyesiyim. Norveç'te yaşayan göçmen kökenli vatandaşların hakları ve sorumlulukları üzerine çalışmak istediğim için politikaya atıldım. Bu konudaki politikaların asimilasyon değil entegrasyon amaçlı olması için de özel bir çaba harcamaktayım.

Partinin mahalli örgütlenmelerinde çalışıp, sosyalist kafeler düzenlemekten, sabahları tren çıkışlarında broşür dağıtmaya dek pek çok pratik görevler üstlendim. Partide "Etnik Eşitlik" konusunda çalışan bir komite oluşturmasında öncülük yapanlardan biri oldum. Bu komitenin 8 yıldır başkanlığını yapıyorum. Ayrıca partinin genel kurulunun tüm üyelerinin hemfikriyle merkez komitesine getirildim ve 10 yıldır burada da görev yapıyorum. Bu pozisyonda hem günlük politikalar üretiyor, hem de partinin stratejik ve ideolojik çabalarını, duruşunu belirlemeye katkıda bulunuyorum.

Üç sene önce halkımızın da desteğiyle mahalli seçimleri kazanarak Oslo Eyalet Meclisi'ne girdim. Bu vesileyle beni ve partimi destekleyen herkese teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Dolayısıyla üç senedir normal işime ek ve ücretsiz olarak Oslo Eyalet Meclisi'nde SV milletvekilliği yapıyorum. Yıllar önce geldiğim kent bugünkü Oslo'dan farklıydı. Çocuğum benim yaşıma geldiği zamanki Oslo da bugünkü Oslo'dan farklı olacak. Ancak şurası kesin: ben, hem kendi çocuğumun hem de diğer bütün çocukların, yıllar önce beni dayanışma ve refahıyla büyüleyip, kendisine bağlayan bir Oslo'da yaşayabilmeleri için elimden geleni yapacağım.

Belediye Meclisi'nde milletvekilliği

 

Oslo'da son üç senedir partimin dört milletvekilinden biri olarak Belediye Meclisi'nde görev yapmaktayım ve önümüzdeki sene yapılacak yerel seçimlerde yeniden adayım. Kazanma şansım oldukça yüksek çünkü SV listesinde tercihli adaylardan biriyim. Kadın ve göçmen olmamın, bunun yanısıra tüm şehri kucaklayıp birleştirebilecek bir kişiliğe de sahip olmamın önemli özellikler olduğuna inanıyorum. Ancak yine de meclise secilebilmem bana verilecek tercihli oylarla mümkün olacaktır. Bu açıdan Oslo'daki vatandaşlarımızın, ki Oslo'da oy verme hakkına sahip 4 binin üzerinde Türkiye kökenli seçmen var, beni desteklemelerini bekliyorum.

Tercihli oylar hem oyunuzu verdiğiniz partinin adaylarına hem de başka partilerin adaylarına verilebiliyor. Oyunuzu SV'ye veriyorsanız ve beni desteklemek istiyorsanız adımın yanına bir çarpı koyuyorsunuz. Oyunuzu SV'ye vermiyorsaniz, yine de adımı listeye ekleyerek partimi değilse bile beni destekleyebiliyorsunuz. Kaç kişiye böyle tercihli oy kullanabileceğiniz konusunda bir kısıtlama yok.

Seçimleri kazanıp Oslo'yu yöneten 59 kişinden biri olmaya devam etmek için sabırsızlanıyorum.

Meclisteki görevim boyunca halkla ilişki içinde olmaya son derece önem verdim. Örneğin yarın, Norveç Türk Dernekleri Federasyonu'nu ziyarete giderek onlarla anadil eğitimi ve koruyucu aile uygulamaları ile ilgili olarak görüş alışverişinde bulunacağım. Dileğim mümkün olduğu kadar çok kişiye erisebilmek. Nereye davet edilirsem seve seve gidiyorum. Bu bana halkı tanışma, onları dinleme ve anlama, ve ihtiyaçlarını meclise taşıma imkanı veriyor.


Politik görüşlerim

SV'nin ana sloganı "Farkli insanlar / Eşit imkanlar" dir. Bu bence çok önemli. Sosyal statüsü, eğitimi, kazancı ne olursa olsun herkesin aynı temel imkanlara sahip olması lazım. Ana okulu, okul, yüksek öğretim, sağlık ve toplu taşımacılık gibi hizmetlerden herkes eşit oranda yararlanabilmeli. Bu hizmetlerin temel sorumluluğu devlete ait olmalı. Çünkü bu alanlar kar amaçlı hizmet anlayışıyla hareket eden özel sektöre bırakılamayacak kadar önemli toplumsal hizmetler.

Benim politik tercihlerim "esit imkanlar" üzerine kurulu. Bence bu çok önemli. insanların nereden geldiklerine, sosyal altyapılarına, anadillerine, dinlerine göre ayrılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kadınlar erkeklerin, düşük gelirliler yüksek gelirlilerin, göçmenler Norveçlilerin sahip olduğu haklara, imkanlara sahip olmalı, diyorum.

Öncelikle ilgilendiğim yerel politika ile ilgili konular arasında şunlar var:

? Kısa vadede "gratis kjernetid" sunup, uzun vadede ana okullarını parasız yaparak, göçmen kökenli çocukların okula başlamadan Norveççeye iyice hakim olması.

? Tüm çocukların eşit oranda faydalanabilmesi için, okul sonrası faaliyetler sunan Aktivite Okulu'nun ucuzlaması

? Maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının kültürel faaliyetlere ve tatil projelerine katılabilmesi için ödenek ayırılması.

? Göçmen kökenli kadınların iş hayatına katılmasının önünü açmak, onları maddi ve manevi desteklemek.

? Gençlerin lise eğitimlerini tamamlamasını sağlamak için gereken tüm tedbirleri almak.

? 25 yasin altındaki gençlere ya eğitim ya iş garantisi.

? Bir çocuğun anadilini iyi bilmesinin onun gerek Norveççeyi öğrenmesi, gerekse kimliğinin oluşmasında büyük öneme sahip olduğuma inanıyorum. Bunun için çocuklara anadil eğitimi verilmesi.

? Her türlü ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele etmek.

? Oslo okulları arasındaki büyük farkları kapatıp tüm okulların eşit derecede kaliteli eğitim vermesini sağlamak. Bunun için en önemli koşullardan beri yeterli sayıda öğretmen kaynağı sağlamak ve öğretmenlerin sürekli kendilerini geliştirmelerinin koşullarını sağlamak

? Belediyenin ana okullarını, yaşlılar evlerini ve diğer kurumlarını özelleştirmesine son vermek

? Her türlü kültürel çabayı desteklemek

? Çevreyi korumak, toplu taşımacılığı arttırmak ve ucuzlatmak, ve şehirde bisiklet kullanımını arttıracak önlemler almak


Oslo'nun sorunları


Bence Oslo'nun en büyük sorunu sınıfsal farklara bağlı olarak ikiye bölünmüş bir kent olması: Doğu Oslo ve Batı Oslo. Oslo'nun batısında yaşayanlar, doğusunda yaşayanlardan ortalama 13 yıl daha uzun yaşıyorlar! Oslo'nun doğu bölgelerinde sağlık problemleri daha yüksek, eğitim oranı daha düşük. Bu, Türkiye'de büyük şehirlerde görmeye alışık olduğumuz bir tablo, örneğin İstanbul'da gecekondu bölgeleriyle Nişantaşı, Bağdat Caddesi vs. gibi lüks semtler arasındaki farka benziyor.

Oslo'nun doğusu ve batısında yaşayan insanlar arasındaki sosyal farkların giderilmesi yolunda çalışmaya öncelik veriyorum. Yuvaların ve Aktivite Okulu'nun da daha ucuz hatta parasız olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunlar tüm çocukların faydalanması gereken olanaklardır.

Oslo'nun pek çok okulunda göçmen kökenli çocukların oranının Norveç kökenli çocuklardan çok daha fazla olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Gecmen kökenli çocukları zenginlerin olduğu bölgedeki okullara otobüsle taşımak gibi önerileri desteklemiyorum. Bence sorun kalite sorunudur. Devlet ve belediye göçmenlerin ağırlıklı olarak yaşadığı bölgelerdeki okullara daha çok destek vererek, eğitim kadrosunun ve yöntemlerinin kailtesini arttırarak bu okulların çekiciliğini arttırırsa, doğal bir kaynaşım sağlanır diye düşünüyorum.

Toplumsal entegrasyon her şeyden önce konut politikalariyla ilgilidir. Lüks semtlerde belediyenin sahip olduğu evler yapılması, bunların piyasa fiyatının altında satılması ya da kiraya verilmesi sağlanırsa hem okullar hem sosyal çevreler daha heterojen bir yapıya kavuşabilir.

Calışanların haklarını savunmak benim için cok önemli. Bildiğiniz gibi Adecco skandalı bize belediyenin özel şirketler aracılığıyla çalıştırdığı personeline hiç iyi bakmadığı, onları adil olmayan koşullarda calistirdigini gösterdi. Bunun önlenmesi lazım. Hem Norveçli vatandaşların hem Oslo'ya çalışmaya gelen yabancı asıllı işçilerin haklarının gözetilmesi gerek.

Oslo'nun büyük sorunlarından bir başkası da uyuşturucu sorunu. Jernbanetorget'nin dışındaki çoğu genç ama sefil görünüşlü uyuşturucu bagimlilariyla karşılaşınca bir refah devletinde olduğumuzu unutuyor insan. Bu insanların bu dertten kurtarılması ve topluma kazandırılması gerekiyor.


Cok kültürlülük: sorunlarimiz ve bize düsen görevler


En önemli konulardan biri de Oslo'nun giderek çok kültürlü bir şehir, çok çeşitlilik gösteren bir toplum halini alması. Bence bu güzel bir şey. İstanbul'da yetişmiş biri olarak her çeşit insanın birarada yaşamasına alışkın ve bunun topluma bir zenginlik kattığını düşünüyorum. Su an Oslo'da yaşayanların dörtte biri yabancı kökenli. Oslo'da 200'un üzerinde değişik ülkeden gelen insanlar birarada yaşıyor. Bu insanların arasındaki ortak şey Norveççe konuşmak ve Norvec'te yaşamak. Bu yüzden iyi dil bilmek ve Norvec'in yasalarını ve yazılı olmayan adetlerini iyi bilmek şart. Bu konuda devlete olduğu kadar göçmenlere önemli görevler düşüyor.

Tüm bunların yanısıra, Türklerin özellikle hangi konularda şikâyetçi olduğuna bakarsak bunların arasında oturum ve çalışma izni sağlanmasında yaşanan sorunlar, Turkiye'den akrabaların ziyareti sırasında yaşanan vize sorunları, iş ve ev bulmada yaşanabilen sorunlar var. Dil, kültür ve din çerçevesindeki çabalara ve örgütlenmelere gereğince destek bulamamaktan da yakiniliyor. ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kalmak da şikayetler arasında. Bunlar Türklerin Norvec'e ve Norveç toplumuna uyumunu (entegrasyon) zorlaştıran konular.

Toplumsal uyumun sağlanmasında Norveç kurumlarına ve Norveclilere olduğu kadar, göçmenlerin üzerine de büyük sorumluluklar düştüğü kanısındayım. Göçmenler toplumsal dayanışmaların içine girmeli, okul aile birliklerine, spor ve kültür derneklerine, apartman yönetimlerine, partilere... kısacası toplumun değişik kesimlerinin biraraya geldiği tüm alanlara katılmaktan cekinmemeliler. Geleceğe yatırım yaparken, bunun için örneğin kendi vatanlarında ev almak için para biriktirirken, buradaki hayata katılmayı ertelememeliler, çocuklarından buradaki boş zaman faaliyetlerine katılma imkânını esirgememeliler. Kendi içlerine kapanıp kalmamalılar. içinde yaşadıkları toplumu, Norveç kültürünü, kurallarını, dinini, adetlerini tanıyıp anlamaya özen göstermeliler. Ancak böylelikle kendi adetlerini daha iyi koruyup savunabilir, kendi kimliklerini daha güvenli bir şekilde oluşturabilirler kanısındayım.

Seçimlerde oy kullanmak ise bize düşen görevlerin en önemlilerinden biri.



Cihan KARAKOÇ


Merhaba, ben Cihan Karakoc, 1993 Norvec'in baskenti Oslo'da dunyayi geldim. Suan Oslo'nun Blindern Universite'sinde ozelpedagoji bolumunu okumakdayim ve onumuzdeki belediye ve eyalet/bolge secimlerine Oslo Sosyalist Sol Parti'sinden (Sosialistisk Venstreparti) Oslo belediye meclisine 22. siaradan adayim.

Oslo meclisine secilmek, hele ilk oncelikle bir baskente belediye meclis uyesi olmak hem sorumluluk, vakit ve guc ister. Bunlarin hepsinin bende oldugunu gordumun icin partiden gelen teklifi kabul ettim. Belediye meclisine secilmek hem oldugum parti'yi temsil etmek ve Norvec halkinin kensi'ni, en onemlisi ise yabanci kokenli vatandaslirimiz'da temsil etmek anlamina geliyor.

SV'nin kurulus'dan (1975)beri ilk oncelikle hep gelecege yonelik bir siyasete/goruse sahip olan bir sosyalist ideolojisine sahip parti'dir. Bunlarin en onemlisi ise bugun Oslo bir sehir olarak avrupa'da en cok goc alan sehirlerden biri olmasi. Her sene yaklasik 5.000 - 15.000 goc almakda, ve tum istastikeler Oslo'nun 2030 senelerinde nufusu yaklasik 200.000 kisi ile artmasi ve buna gore simdi'den devlet ile belediye arasinda bir anlasmaya gelinerek daha cok konuk/ev yapilmasini bizim ana goruslerimiz buyuk bir parcasidir, insanlarin oncelikle butcelerine uygun konuklar insa etmek. Ve tabiki bu kadar gocu kaldiracak bir toplu tasima araclarinin daha bir kapsamli rol almasi, ve bilet fiyatlarinin dusurulmesi icin uzun zamandir oslo meclisinde mucadele vermisiz'dir. Daha cok vatandasimizin cevreci olmaya ve buna dayanarak oncelikle toplu tasima'nin ne kadar buyuk bir etkin cozum getirecegini hepiniz bilmekdeyis. En sevidigim ise aylik bilet (månedskort) gencler icin sadece 200 kr olmasi, biz bunu hep sunmusuz'dur, ama malesef obur partiler'den yeterince destek vermeyince olmuyor! Bu secim'de SV'ye gelen her bir oy ilk oncelike geleceye verilecek bir yatirim'dir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.